(Tempe, Arizona) (5 Nisan 2008)

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Hamdolsun, I'm dining fine


Aman evladım orda ne yiyosun bi başına; nasıl doyuruyorsun karnını diyenlere cevap olarak en son yediğim haltı göstermek istiyorum burada. :)

Babamla Elif tepemde bi yandan dalga geçmediği için (en son yemek yaptığımda Elif yemek pişene kadar demediğini bırakmayıp sonra da bayıla bayıla yemişti) abuk şeyleri çok rahat deneyebiliyorum.

Fotoğrafta görünen fileto bir köpekbalığına ait. Marketten alıp geldim ve "ne yapılır la bununla?" diyerek internete dadandım. Soya sosu, karabiber ve sarımsakta marine edip ızgara yapmak aklıma yatınca böyle bir şey çıktı ortaya. Yandaki patateslerin aslında aşağıdaki gibi olması gerekiyordu, yine de güzel oldular.


Yalnız patatesleri o yokken yaptığım için Çiğdem biraz sinirlendi sanki. Salata da marketten hazır alınmış bir şey, tabağa koymak dışında bir efor sarfetmedim.

Afiyet oldu, teşekkür ederim.

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Reklamlar

Bu da aşağıdaki Heineken'in tam tersi etki yapan bir reklam. Bunun da ayrıca hastası oldum.


Let a stranger drive you home

NBA playoffları sırasında televizyonda hep denk geldiğim bir Heineken reklamı var. Çok komik, sansasyonel, dikkat çekici değil belki ama çok sıcak ve çok samimi.

Drink responsibly (ağzınızla içiniz) mesajını da güzelce veriyor.



Youtube'daki (burada engelli değil kendileri) yorumlara bakılırsa gelenlerin çoğunluğu arka koltuktaki esmer kız için gelmişler. Ben şöförün hastası oldum; acaba sorun bende mi?

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Live long and prosper


Öncelikle: beğendim.

2 saatlik bir film olmasına rağmen film bittiğinde 2 saat geçmiş gibi gelmedi. Ama bir şeyler vardı filmle ilgili kafamda. Bir tanım bulmaya çalışıyordum.

Lostgillerden JJ Abrams evirip çevirip kendi hikayesini yazıp üstüne bir de kapıyı açık bırakıp gitmiş. Filmin orijinal Star Trek hikayesinin başlamasından önce geçmesi yüzünden kimisi bu şekilde bitiyor olmasının normal olduğunu savunsa da film "to be continued" diyormuş gibi bitiyor. Ve sanırım devam edecek de.

Filmle ilgili döne döne aradığım tanımı da izledikten iki gün sonra buldum: Bir dizinin ilk bölümü gibi olmuş.

Ben öyle her yeni bölümü döne döne bekleyemem hacı. Bitsin, tüm sezonları toptan izlerim.

4 Mayıs 2009 Pazartesi

1 Mayıs


En asil duygunun eylemi değil midir bu? Madem Türkiye bağırsaklarını temizliyor; hadi bakalım buraya da el atılsın.